Komünist olan Çin, Müslümanlarla mücadeleyi gene kendi gibi komünist olan Rusya’dan öğrenmiştir. Hileyi, desiseyi ve Türkistan’ı istila etmek için gerekli olan tuzakları uyguluyorlardı ve yönetimi ellerine almak için ellerinden geleni arkalarına koymuyorlardı. Günler geçip gittikçe komünist Çin’in pislikleri ve cürümleri ortaya çıkmaya başladı ve Çin, ne zaman bir mukavemet ile karşı karşıya gelse Müslümanlara Doğu Türkistan’ı dar etti
. Son olarak 2000’li yılların başlarında Çin hükümeti Müslüman Türkistan halkının kalbinden islam dinini sökmek için var gücüyle çalışmaya başladı. Türkistan’da aşikar bir mesele varsa oda; Çin hükümetinin orada ki Müslüman halka politika olarak uygulamaya koyduğu hangi yaptırıma bakılırsa bakılsın tek amacının Müslüman halkın irtidat etmesine yöneliktir.
Allah (azze ve celle)’ye hamd olsun. Türkistanlı bir grup insan dinlerini korumak için 1997 yılında Afganis’tan İslam emirliğine hicret etmeye başladılar ve Ebu Muhammed (Hasan Mahdum) -Allah rahmet etsin- önderliğinde cihadi bir cemaat kurdular. Bundan sonra birliklerini bu emirliğin gölgesinde inşa ettiler.
Bu Birliğin(Türkistan islam partisi) inşasından sonra Türkistan dışındaki Türkistanlılar 2 gruba ayrıldılar. İlk grup, Amerika’ya ve Batı’ya karşı barışçıl gösteri ve protestolar düzenleyerek Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı için çaba sarfettiler. Diğer grupsa Türkistan’ın bağımsızlığı için kuranın, sünnetin ve selefin önderliğinde bir cihat hareketi başlattılar. Bir grup Amerika’da, batı’da ve Türkiye’de kâfirlerle içli dışlı bir yaşam sürüyor. Diğer grupsa hayatın tüm güzelliklerini arklarında bırakarak dağları ve mağaraları mesken edindiler
Düzenbaz Çin hükümeti basın-yayın yoluyla insanları kandırmaya çalışıyor ve sürekli olarak şu kara propagandayı gündem ediyor. “Türkistan islam cemaati demokrat ve laik bir kuruluştur.” Bu iddiaları fikirsel ve metotsal olarak farklılıklarımızı bilmesine rağmen yapmaktadır. Türkistan islam partisinin heybetini-varlığını yabana atmayın çünkü Türkistan’da ve Çin toprakları içinde direniş ve askeri eylemler bu yiğit olan mücahitlerin elinden çıkmaktadır.
Zikredilmesi gereken bir diğer meselede, Çin hükümeti üç kez terör listesi yayınladı ve bu listede yer alan bir çok ismin Türkistan İslam Partisi bünyesinde yer alan mücahitler olduğudur.
Allah (azze ve celle)’ye hamd olsun. Mücahitler pekin-2008 olimpiyatlarında hem Çin olsun hem de Türkistan’ın içinde olsun birçok kez askeri saldırıda bulundular. Bunları basın yayın yoluyla insanlara bildirdik ve duruşumuzu açıkladık.
Biz ne istiyoruz…
Türkistan islam partisi olarak duruşumuz, Gasp edilmiş olan Doğu Türkistan’ı cihat ile
Haçlıların elinden kurtarmak.
Askeri operasyonlar ve basın-yayın kanalıyla insanlara ulaştırılan beyanatlar Çin hükümetini korkuttu ve maddi-manevi zarara uğrattı. Diğer bir taraftan da Türkistan dışında, bağımsızlık için barışçıl gösterilerde (Türkistanın bağımsızlığı için sadece yürüyüş ve protesto yapan kimseler) bulunanlarda bu ameliyelere karşı çıktılar ve kinlerini kustular. Mücahitleri, basın-yayın organlarında farklı farklı töhmetler altında bıraktılar.
Burada soruyoruz. Onlar Çinlilere mi acıyorlar yoksa batıdan nemalandıkları üç kuruşu kaybetmenin korkusunu mu yaşıyorlar?
Uygurların, Almanya’da düzenlemiş olduğu ve başkanlığını da Rabia Kadir’in üstlendiği bir toplantıda, Mücahitleri casusluk töhmetiyle suçladılar. Beyanatlarında bu olayı şöyle aktardılar: “Bu kişiler-Çin toprakları içinde ve Türkistan’da askeri operasyon yapanlar-yani mücahitler kastedilmektedir- Çin hükümetinin teröristleri yenmesi için Çin’in maslahatı için çalışan Çin yanlısı kişilerdir.” Uygur toplantısına katılan laik delegeler resmi olmayan açılamalarında şunları ima ettiler.