a) Madenleri, zenginli kaynaklarını, doğal bitkileri, nehirleri, ormanları, denizleri ve çölleri kontrolü altına almıştır. Tüm bunlar Çin hükümetinin tasarrufu altına alınmış ve Çinli vatandaşların mülkü haline getirilmiştir.
b) Evlere ve arazilere değerinin çok daha fazla üzerinde vergiler uygulamıştır. Ve bu siyaset neticesinde, senelik gelirleri 50 doların altında olan fakir ailelerin sayısı çoğalmıştır.
c) Türkistan halkının, hükümetin izni olmaksızın, kendi ekili arazilerinde yetişen ağaçları kesmeleri dahi yasaklanmıştır.
d) Fabrikalarda, ulaşımda, iletişim sektöründe, askeri hizmetlerde, postanelerde ve polis merkezlerindeki görevlerin çoğunluğuna Çinliler yerleştirilmiştir.
e) Ticarete gelince; sermaye sahipleri ve tüccarlar Çinlilerden olurken, Türkistan halkı, küçük ‘gezici’ tüccarlar haline geldi. Bu sebeple Türkistan halkı ticaretten kazanç ve kar elde edemez duruma geldi. Bağımsız bir zenginlik oluşturmayı başarsalar bile hain Çin hükümeti, onların zenginliklerini devlet hazinesine dahil etmekte veya onları iflas ettirip zarara uğratmaktadır. Bunun neticesinde Türkistan halkının evlatları arasında büyük bir hırsız, soyguncu, yankesici ve dilenci grubu ortaya çıkmış ve kötülük (fahiş eylemler) yayılmıştır. Öyle ki bazı kadınlar, fakirlik ve muhtaçlık sebebiyle Çinli erkeklerle evlenmek zorunda kalmıştır. Uygur okullarında okuyanlar için iş bulmanın zor olması sebebiyle de insanlar, çocuklarını -çeşitli kurnaz yöntemlerle Türkistanlıları Çinlilere dönüştüren- devlet okullarına vermeye başlamıştır.
3- Çin hükümetinin Doğu Türkistan’da yerleşmesi (istikrarı) ve merkezileşmesi için esaslar ve kurallar konulmuştur:
Çin hükümeti, Türkistan halkını tasfiye ettiği merkez ve vazifeleri, Çinliler’le doldurmaya başlamıştır. Doğu Türkistan’da 500 binden fazla Çinli asker, çiftçi ve işçi kılığında 3.5 milyon eğitimli asker, birkaç milyon milis, birkaç yüz bin silahlı polis ve onlarca silah fabrikası bulunmaktadır. Bunun yanısıra nükleer denemeler yapılması için, yaklaşık bir milyon Çinli işçi tarafından desteklenen özel yerler ve biyolojik denemeler için de birçok üs teçhiz edilmiştir. Ve Çin ve Hindistan arasındaki sınırlar boyunca füze ve havaalanı platformları kuruldu.
Doğu Türkistan topraklarına bu tür üs ve merkezlerin kurulması neticesinde, halktan her altı kişinin başına bir asker veya polis düşer oldu (Yani Doğu Türkistan topraklarında bulunanların % 40’ı Çinli asker ve polislerden oluşur oldu.). Ve muhtelif yerlere ‘hükümete karşı direnen herkes öldürülür’ sloganları yerleştirildi.
Çin hükümeti, tüm bu planlarla Türkistan halkının tamamına yönelik ‘etnik temizlik politikası’nı uygulayabilmek için birtakım kurallar tesis etti.
Kısacası, Çin hükümeti, Doğu Türkistan halkını olabildiğince çabuk bir şekilde Çin’in bir parçası haline getirmek istemektedir. Onun için de Doğu Türkistan’da cihad tek bir gün dahi gecikirse, İslam ümmeti bu gecikmenin bedelini ağır bir şekilde ödeyecektir. Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!
Allah, Peygamberimiz Muhammed’e, aline ve ashabına salat ve selam eylesin…
Çeviri : Abdullah Et Turkistani
Kaynak : Türkistan El İslamiyye
Doğu Türkistan Bülteni /Özel Haber